Yıl içinde pek çok kez işletme yöneticileri bir araya gelerek ürün ve hizmetleriyle ilgili 6 dakikalık bir demoyu şirket sermayecileri, analistler ve gazetecilerden oluşan izleyicilere sunarlar.
- Demo yapmaya değecek bir şey yaratın. Eğer başarılı bir demo hazırlamak istiyorsanız, demosu yapılacak muhteşem bir ürün üretin. Demo harika bir halkla ilişkiler fırsatıdır, ancak bunu hazır olduğunuzda kullanın, fırsat oluştuğunda değil. Eğer ürününüz vasatsa, demo yapmadığınızda ürününüzün dikkate değer bir ürün olmadığını sadece siz bilirsiniz. Ancak bu ürünün demosunu yaparsanız tüm dünya bilir.
- Her şeyden iki tane götürün. Çoğaltmanın işe yaradığı tek bir alan vardır: Teçhizat. Sahneye çıkmanızdan bir gece önce her şeyin bozulacağını düşünün ve her şeyden iki, hatta üç tane götürün. Bilgisayarlar, telefonlar, USB flaş diskleri, demo için neye ihtiyacınız varsa.
- Önceden organize olun. Demo sırasında etrafta bir şeyleri arayamazsınız – mesela hard diskinizde bir dosyayı demo sırasında aramamalısınız. Bu 6 dakikayı hazırlayabilmek için haftalarınız var; eğer hazırlığınızı önceden tamamlamadıysanız bu 6 dakikada hiçbir şeyi halledemezsiniz.
- Kontrol edemeyeceğiniz unsurları ortadan kaldırın. Demo sırasında internet bağlantısı olacağını var sayıyorsunuz? Muhtemelen olacak ancak her duruma hazır olmalısınız. Elbette otelde internet bağlantısı vardır, ancak bu bağlantıyı yüzlerce insan aynı anda kullanmaya çalışırsa ne olur? Yerel bir sağlayıcı üzerinden bilgisayarınızı internete bağlamak daha yerinde olacaktır. Gerçek sistemi göstermenize gerek yok, bu nihayetinde bir demo.
- “Şok ve dehşet” ile başlayın. Bu yöntemi, Great Demo!: How To Create And Execute Stunning Software Demonstrations (Muhteşem Demo!: Baş döndürücü yazılım demoları nasıl hazırlanır ve uygulanır) kitabının yazarı, arkadaşım Peter Cohan’dan çaldım. Peter, izleyicilerinizin dikkatini kazanmak için sadece bir dakikanız olduğunu ve gittikçe daha da ilginçleşen bir demo hazırlamamanız gerektiğini düşünüyor, ben de ona katılıyorum. “Şok ve dehşet ile başlayın” ve ürününüzün yapabildiği en iyi şeyi anlatın. Amaç insanların aklını başından almak. Hem de o anda!
- Espri yapmayı kesin. Eğer esprilerinizin komik olup olmadığını merak ediyorsanız söyleyelim, komik değiller. Demo sırasında güldüren espriler yapabilen çok az insan vardır. Başarısız olan bir esprinin kötü etkisi (güven kaybı gibi), güldüren bir esprinin avantajından fazladır.
- Yalnız yapın. Başarılı bir demo yapmak için yalnız olmak gerekir. İki kurucu ortağın birlikte demo yapmasının ve tüm dünyanın ikilinin ne kadar iyi anlaştığını görmesinin daha iyi olacağını düşünüyor olabilirsiniz ancak demo yapmak bir kişi için bile yeterince zorken iki kişinin interaktif bir şekilde demo yapması 4 katı daha zor. Eğer düet yapmak istiyorsanız karaoke bara gidin.
- Terim kullanmayı bırakın. Basit ve anlaşılır bir şekilde konuşmak en iyisi. Dünyanın en iyi proje yazılımına sahip olabilirsiniz, ancak hayallerini kurduğunuz sermaye firmasının tüketici-aygıt ortağı izleyicilerin arasında. Eğer demonuzu anlayamazsa onu şirketindekilere anlatamaz. İzleyicilerin ne duyduğu değil, ne gördüğü etki yaratmalı.
- Demonun sonuna kadar soru kabul etmeyin. Demo sırasında soru almaya vaktiniz yok (neyse ki). Olsa bile soruları cevaplamayı her zaman sona bırakmalısınız çünkü insanların size ne soracağını bilemezsiniz, sorulan sorular sizi yerin dibine sokabilir ve oradan bir daha çıkamayabilirsiniz-.
- Demoyu ünlem işaretiyle bitirin. Demonun başında başını döndürdüğünüz insanlara sonrasında bunun nasıl olduğunu gösterin. Neyin inanılmaz olduğunu göstermek kadar o şeyin nasıl inanılmaz olduğunu anlatmak da önemlidir, ancak bu şekilde fani insanların da bunu nasıl yapabileceklerini anlamalarını sağlarsınız. Demonun sonunda da nabızları yükseltin. Bu Steve Jobs’un konuşma hilesiydi; onun hile çantasında her zaman “bir şey daha” vardı.
Bu etkinliğin adı DEMO’dur.
Bu gerçekten büyük bir etkinliktir – özellikle de neler döndüğünü biliyorsanız: Girişimciler sanki sermayeye, sermayeciler de girişimcilere ihtiyaçları yokmuş gibi davranır
Bu yazı, DEMO’da ya da başka bir etkinlikte demo yapması gereken herkes için. Demo yapabilmek, yeni bir ürünü tanıtmak, sermaye oluşturmak, satış yapmak, basının ilgisini çekmek ve yeni çalışanlar kazanmak için oldukça önemli bir yetenek, bu yüzden demo yapmakta iyi olmanız gerekiyor.
Bu önerileri şimdiye kadar yüzlerce girişimciye verdim ve binlerce insan da internet üzerinden okudu ancak demoların çoğu hala çok kötü. Bunun sebebi insanların, bu önerilerin dünyayı değiştirecek muhteşem ve yenilikçi ürünleri olmayan ve onlar gibi sunum yapabilme yeteneği bahşedilmemiş ayak takımı için olduğunu düşünmesi.
Onlardan biri olduğunuza inanıyor olabilirsiniz. Yanılıyorsunuz. Bu önerilerin hedefi sizsiniz ve zor olanla başa çıkmayı öğreneceksiniz.
“Siz başkaları için hayatını yaşayanlardan mısınız yoksa kendi hayatını yaşayanlardan mı? Peki kendinizi yaşamak istiyor musunuz?”
-Evet, kendimi yaşamak istiyorum diyorsanız lütfen yazıyı okumaya devam edin aksi takdirde bu yazı sizi ilgilendirmiyor. Bu yazıda formüller tavsiyeler yok .Sadece içinizdeki potansiyelin farkına varmanıza yardımcı olacak birkaç yol var. Bunlar için ise sadece 10 dakikanızı ayırmanızı istiyorum. Pişman olmayacağınıza söz veriyorum. Hazır mısınız?
“Herkes ölür ama herkes gerçekten yaşayamaz.”
Şimdi lütfen elinize kağıt kalem alın ve aşağıdaki üç soruyu kendinize sorarak cevaplayın.
Hayattaki Amacınız ne?
Değerleriniz nedir?
Gelecek Hayaliniz nedir?
Peki neden bu üç soru? Çünkü nerden başlayacağımızı ve nasıl yapabileceğimizi bilmiyoruz. Aslında cevaplar uzakta değil kendimizde. Metin Hara’nın dediği en güzel cümlelerden biri olan “KENDİMİZİ İDRAK ETMEK” işte tam bu demek.
Şu anki mutsuzluğunuzdan bahsedelim birazcık. İki neden var aslında: Bunlardan ilki hayatın size yaşattığı veya dayattığı zor koşullar, ikincisi ise kolaya kaçmak, olmaya değil sahip olmaya çalışmak. Burada ilkini çözmek için psikanaliz vb. yollar gerekiyor. Benim değinmek istediğim asıl konu ikincisi. İşte tam burada çözüm için uzağa değil en yakına, kendimize bakmak gerekli. Araştırmalara göre günümüzdeki intiharların ortak bir noktası var: “Hayattan zevk alamayıp, amacını kaybetmek” Evet sahip olmak sizi bir yere kadar tatmin edip mutlu edebilir ama ya sonra?
Size şu soruyu sormak istiyorum: Gerçekten mutlu musunuz? Sıkılıyorum kelimesini çok mu dillendiriyorsunuz? O zaman size şunu söyleyebilirim: Mutluluk hormonunuzu sahip olduklarınıza bağlamak yerine kendi kendinize salgıladığınızdaki coşkuyu hiçbir yerde bulamayacağınız nörobilimciler tarafından kanıtlanmış durumda. Bu da kendiniz ile yapacağınız psikolojik kontrat aslında. Kendinize gerçekten mutlu olmak istediğinizi ve bunun için gerekenleri yapacağınıza söz veriyorsanız devam edebiliriz.
Şimdi yukarıdaki 3 soruyu takiben belki bazılarınızın bildiği belki bazılarınızın yeni duyacağı ve işinize çok yarayabileceğini düşündüğüm bir modelden bahsetmek istiyorum. Simon Sinek’ın Golden Circle diyagramı(İnsan motivasyonun Altın Çemberi olarak da adlandırabiliriz). Bu çember kalbinizdeki nedenden yola çıkarak onu nasıl gerçekleştirebileceğinize ışık tutuyor.
Hayallerinizi, değerlerinizi, amaçlarınızı bir çember içine alarak devam edelim. Bu sizin hayattaki var olma nedeniniz.
Şimdi nasıl bunları gerçekleştirebileceğinizden bahsedersek bu bölümde kendinize bir yol çizmeniz gerekiyor.
0 Yorumlar